Kendin Bilmek

Kişisel gelişimden bahsettiğimizde, aklıma ilk olarak Yunus Emre’nin “İlim kendin bilmektir” sözü gelir. Hangi mesleği yaparsak yapalım, hangi alanda çalışırsak çalışalım, insan önce kendini bilmeli diye düşünürüm. Öz farkındalık, hem bireysel hem de profesyonel hayatta başarının anahtarlarından biridir. Aynı zamanda, finansal bilinç ve öz disiplin de bireyin kendini bilmesiyle doğrudan ilişkilidir.

Kendini bilmenin en büyük etkenlerinden biri, psikolojiye ve duygusal zekâya az da olsa hâkim olmaktır. İş dünyasında ve finans sektöründe başarılı olmak isteyen herkes; karşısındaki insanın motivasyonlarını, kaygılarını ve ihtiyaçlarını anlayabilmelidir. Örneğin, bir yatırım danışmanının müşterisinin risk algısını doğru analiz edebilmesi ya da bir bankacının müşterisine güven veren bir iletişim dili kullanabilmesi için duygusal zekâya sahip olması büyük bir avantajdır. Empati, sadece günlük ilişkilerde değil, finansal süreçlerde de kritik bir rol oynar.

İş dünyasından örnekle pazarlamada ki en önemli noktalardan birisi empatidir, lakin gerçek anlamda empati sağlayabilen insan kendi öz denetimini çoktan halletmiş olmalıdır. Öz saygıyı artırmak ve öz denetiminle pekiştirmek oldukça etkili bir kişisel gelişim yöntemidir. Kişisel gelişimin, yalnızca eğitimler, sertifikalar veya teknik becerilerle sınırlı olmadığını hatırlamak gerekir. Asıl mesele, öğrendiğimiz bilgileri hayata geçirebilmek, uzun vadeli planlar yapabilmek ve hedeflerimize bilinçli bir şekilde ilerlemektir.

Ancak kişisel gelişim, bazen durağanlaşabilir. İnsan iki kritik noktada gelişimini sekteye uğratabilir: Birincisi, artık her şeyi öğrendiğini sanmak ki bu en tehlikeli yanılsamalardan biridir. Finans dünyasında değişim hiç durmaz; piyasa trendleri, ekonomik dalgalanmalar ve teknolojik gelişmeler sürekli olarak güncellenir. Dolayısıyla, öğrenmeyi bırakmak, ilerlemeyi durdurmak anlamına gelir. İkinci nokta ise karamsarlığa kapılmak ve bu yüzden heyecanını kaybederek gelişime kendini kapatmaktır. Değişime direnç göstermek, bireyin hem kişisel hem de finansal yaşamında fırsatları kaçırmasına neden olabilir.

Konu karamsarlığa gelince Mehmet Akif Ersoy’un şu sözünü hatırlatmak isterim: “Ye’s öyle bataktır ki; düşersen boğulursun. Ümide sarıl sımsıkı, seyret ne olursun!” Ümitle kendimizi geliştirmenin, çevremizi de bu gelişime dâhil etmenin ve kendimizi bilerek yüksek farkındalıkla ilerlemenin doğru olduğuna inanıyorum. Sağlam bir psikolojinin yanında; öz saygı ve öz denetimle, en önemlisi de azim ve umutla kişisel gelişime yüksek bir sesle "Merhaba!" demeliyiz.