2020 FAALİYET RAPORU
Makroekonomik Görünüm

2020 YILINDA KÜRESEL EKONOMİNİN ŞEKİLLENMESİNDE, COVID-19 VİRÜSÜNÜN KÜRESEL EKONOMİYE ETKİLERİ, AŞI GELİŞTİRME SÜRECİ, MERKEZ BANKALARININ GENİŞLEYİCİ PARA POLİTİKALARI VE HÜKÜMETLERİN TEŞVİK PAKETLERİ ÖNEMLİ ROL OYNAMIŞTIR.

DÜNYA EKONOMİSİ

2020 yılında küresel ekonominin şekillenmesinde, Covid-19 virüsünün küresel ekonomiye etkileri, aşı geliştirme süreci, merkez bankalarının genişleyici para politikaları ve hükümetlerin teşvik paketleri önemli rol oynamıştır.

Salgın küresel ekonomi de ciddi daralmaya neden olurken, aşıya ilişkin yapılan çalışmalar gelecek dönem için umut vaat etmektedir. Gelişmiş ülke ekonomilerinin merkez bankaları büyük miktarlarda tahvil alımları programları açıklarken, faizler de ciddi düşüşler meydana gelmiştir.

Salgın nedeni ile hızla düşüş görülen emtia fiyatlarında, yılın ikinci yarısından itibaren ertelenen talep nedeniyle hızlı bir fiyat artışı meydana gelmiştir. Yılın son çeyreğinde ise sosyal hayattaki kısıtlamaların yeniden gündeme gelmesi ile beraber tüketim ve harcamalarda bir miktar düşüş meydana gelmiştir. Ancak koronavirüs aşı çalışmalarının olumlu netice vermesi, ileriye dönük finansal piyasalarda risk iştahını canlı tutmaktadır.

Salgının etkisiyle yılın ikinci çeyreğinde yüzde otuzdan fazla küçülen ABD ekonomisi, yılın üçüncü çeyreğinde bu daralmayı bertaraf ederek %33,4 oranında rekor büyüme kaydetmiştir. ABD Merkez Bankası (Fed), virüsün ekonomiye olan olumsuz etkilerini azaltmak ve büyümeyi desteklemek için para ve maliye politikalarında genişletici adımlar atmaya devam etmiştir. ABD yönetimi tarafından ayrıca virüsün ekonomiye olan etkilerini azaltmak için ek teşvik paketi ile yüksek miktarda kamu fonlaması ve vergi muafiyetlerini içeren mali paket konusunda anlaşma sağlanmıştır. ABD’de salgın döneminde çift haneye çıkan işsizlik oranı yılın ikinci yarısından sonra yeniden düşüş trendine girmiştir. Ancak hala salgın öncesi dönemin oldukça üzerinde seyretmektedir. Fed son dönemde politika faiz oranını değiştirmezken, uzun vadeli faiz oranları düşük seviyelerdeki seyrini sürdürmekte ve piyasa beklentileri düşük faiz ortamının uzun bir süre daha devam edeceğine işaret etmektedir.

ÜLKEMİZDEKİ SAĞLIK OTORİTESİNİN PLANLI VE ORGANİZE ŞEKİLDE TEDBİR ALMASI VE HÜKÜMETİN SAĞLADIĞI TEŞVİKLER SAYESİNDE DİĞER ÜLKELER İLE KIYASLANDIĞINDA VİRÜS İLE MÜCADELEDE TÜRKİYE BİR BAŞARI HİKÂYESİ YAZMAKTADIR.

Avrupa ekonomisi Covid-19 salgınından en çok olumsuz etkilenen ekonomilerin başında gelmektedir. Yıl içinde istihdam ve gelir kayıpları görülürken, turizm başta olmak üzere birçok hizmet sektöründe ciddi daralmalar meydana gelmiştir. Salgına bağlı olarak artan kısıtlamalar, dış talep ve ihracat üzerindeki baskıyı arttırmıştır. Euro Bölgesi’nde de parasal ve mali genişlemelere devam edilirken, faizlerde herhangi bir değişikliğe gidilmemiştir.

Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Lagarde, pandemi nedeniyle getirilen kısıtlamaların ekonomiye olumsuz etkilerini kontrol altına almak adına, Acil Tahvil Alım Programı’nı genişletebileceklerini belirtmiştir. Programın büyüklüğü 500 milyar Euro artırılmış ve süresi Mart 2022’ye kadar uzatılmıştır. Yılın ikinci çeyreğinde daralan Avrupa ekonomisi, yılın üçüncü çeyreğinde ciddi bir büyüme kaydederek yeniden toparlanmaya başlamıştır. Euro Bölgesi PMI verilerinde olumlu gelişmeler yaşanırken, sanayi üretimi rakamlarında da toparlanmanın sinyalleri alınmaktadır. Sonuç olarak makroekonomik veriler hala salgın öncesi döneme göre olumsuz olmasına rağmen ileriye dönük iyimser beklentiler devam etmektedir.

Covid-19 salgını gelişmekte olan ülke ekonomilerini de olumsuz etkilemiştir. Özellikle emtia fiyatlarında görülen düşüş, emtia ihracatçısı gelişmekte olan ülke ekonomilerini olumsuz etkilemiştir. Ancak yılın ikinci yarısında küresel ekonomide yeniden toparlanma eğiliminin gözlenmesi emtia fiyatlarında yükselişi beraberinde getirmiştir. Ayrıca petrol üretiminde ciddi arz kesintilerinin devam ettirilmesi de petrol fiyatlarındaki toparlanmayı destekleyen diğer bir unsur olmuştur.

Gelişmiş ülkelerin genişlemeci para politikası yaklaşımları ve politika faizlerini düşük seviyelerde tutma eğilimleri de, sermaye akımlarının gelişmekte olan ülkelere doğru yönelmesine neden olmuştur.

TÜM DÜNYA EKONOMİLERİNDE OLDUĞU GİBİ TÜRKİYE EKONOMİSİ DE YILIN İKİNCİ ÇEYREĞİNDE DARALMA YAŞAMIŞTIR. ANCAK DAHA SONRA TALEP ARTIŞININ DA ETKİSİ İLE ÇOK HIZLI TOPARLANMIŞTIR.

TÜRKİYE EKONOMİSİ

Türkiye’de ilk vaka yılın ilk çeyreğinde görülmüş ve yılın ikinci çeyreğinde vaka sayısında artış yaşanmıştır. Ancak ülkemizdeki sağlık otoritesinin ve hükümetin salgın yönetimindeki başarısı, salgının kısa vadede kontrol altına alınmasını sağlamıştır. Alınan tedbirlerle beraber sosyal hayat normalleşirken ekonomik aktivite kısa sürede yeniden salgın öncesi döneme dönmüştür. Önümüzdeki dönemde aşının bulunmasının da katkısı ile Türkiye ekonomisine ilişkin iyimser beklentiler oluşmakta ve finansal piyasalar tarafından olumlu beklentiler satın alınmaktadır. Son dönemde para politikasında normalleşme adımlarının atılması ve TCMB’nin yılın son çeyreğinde sıkı para politikası uygulaması, TL’nin güç kazanmasını sağlarken ülke risk priminde ciddi gerileme yaşanmıştır.

Tüm dünya ekonomilerinde olduğu gibi Türkiye ekonomisi de yılın ikinci çeyreğinde daralma yaşamıştır. Ancak daha sonra talep artışının da etkisi ile çok hızlı toparlanmıştır. Dünyadaki çoğu ülke ekonomisinin aksine Türkiye’nin yılı pozitif büyüme rakamları ile bitirmesi beklenmektedir. Yıl içinde virüsün düşük gelirli hane halkı ve belli sektörler üzerindeki olumsuz etkilerini azaltmak için sosyal harcamalar ve nakdi ücret desteği sağlanmıştır. Ayrıca çeşitli maliye politikaları kullanılarak daralma yaşanan sektörlerde talebin makul seviyelerde tutulması için çalışmalar yapılmıştır. Salgın döneminde iç talebi desteklemek amacıyla sağlanan yüksek kredi büyümesinin de etkisiyle cari işlemler açığında bir miktar artış görülmüştür.

Yılın ikinci yarısında küresel çapta artan emtia fiyatları ve maliyetler, enflasyon beklentilerini ve fiyatlama davranışlarını olumsuz yönde etkilemiştir. Ancak ekonomi yönetimimizce, enflasyona dair risk ve beklentilerin kontrol altına alınması adına, güçlü bir parasal sıkılaştırma yapılmasına karar verilmiştir.

Ayrıca, Para Politikası Kurulu tarafından, enflasyon ortamının kalıcı olarak tesisinin, ülke risk primlerinin düşmesi, ters para ikamesinin başlaması, döviz rezervlerinin artış eğilimine girmesi ve finansman maliyetlerinin kalıcı olarak gerilemesi yoluyla, makroekonomik ve finansal istikrarın olumlu etkileneceği değerlendirilmiştir. Önümüzdeki dönemde para politikasındaki sıkılaştırma ile birlikte enflasyonda kalıcı düşüş ve fiyat istikrarının sağlanması beklenmektedir.

Virüsün etkilerini azaltmak için açıklanan programlar ve hükümet harcamaları nedeni ile bütçe rakamlarında bir miktar bozulma olmasına rağmen, ekonomik aktivite de salgın öncesi döneme yaklaşılmıştır. Ülkemizdeki sağlık otoritesinin planlı ve organize şekilde tedbir alması ve hükümetin sağladığı teşvikler sayesinde diğer ülkeler ile kıyaslandığında virüs ile mücadelede Türkiye bir başarı hikâyesi yazmaktadır. Son yıllarda yapılan şehir hastaneleri ve sağlık sektörüne yapılan yatırımlar bu başarının en temel faktörleri arasında gösterilmektedir.